Bekle…
Bekle…
Güneş daha ışıklarını çekmeden yerin
kavuşmamıza rızası var ise kaderin
acaba deyip şüphe ettiğin cümlelerin
doğruluk payından evvel geleceğim bekle
Gözüm rütbeler üstü bir güzelin askeri
yola bakar gözlerim bir ileri bir geri
henüz paydos demeden ovanın işçileri
ikindi çayından evvel geleceğim bekle
Zarif ceylan gölgesidir vahşi acıların
habersiz olmak en vahimidir sancıların
ney çalıp tuzaklarını kuran avcıların
kepaze yayından evvel geleceğim bekle
Gelin baba omzuna yaslanıp ağlamadan
Baba kızın beline kuşağı bağlamadan
Efelerimiz diz vurup sahneyi dağlamadan
düğün halayından evvel geleceğim bekle
Sebebisin bunca hasret kokan kelimenin
sebebi idin Temmuz sıcağında gülmenin
nihayet bir yolunu buldum sana gelmenin
Ağustos ayından evvel geleceğim bekle
Mehmet Şentürk
18 Temmuz 2021, Aydın – Didim
*Şiirde geçen “kepaze” aynı zamanda bir yay türüdür.