Yörük Efem Ali efem nerdesin Irz düşmanına çekilen perdesin Malgaç’ta çöken köprü değildi O alçak Yunan’ın hayalleriydi Dinamitler değildi aydınlatan İşgaldeki o hazin geceleri Efelerin sinesindeki iman Zafer kokutmuştu neticeleri Tevazu cepkeni parlayan kana Kibirden ırak el süren efeler Narçiçeği fes üstünde vatana İstiklal duvarı ören efeler Dert ateşindeki kazanlarıyla Sabır kapısından giren efeler Sırt […]
Olmasa Esir edecek bizi Kölelik suç olmasa O dalgalı denizi Aşacak güç olmasa Kavuşmak kuru hayâl Dünyadan göç olmasa Sendin bana istikbal İnadın hiç olmasa Bulunmazdı yöremde Azığı öç olmasa Parlayacak çehremde Kazığı geç olmasa Melek sanırdı gören Omzunda saç olmasa Yaralara dert süren Başımda taç olmasa Ey yâr sana koşardım Ümidim aç olmasa Gönül […]
Azatlık ordusunun asırlık erlerine Resulzade Bey’imden şeksiz bir komut gelir. Hürriyet gölgesi düşünce serlerine Karabağ’da mermiler onlara sükut gelir. Hocalı’da bir gece yaktılar gardaş meni, Otuz yıldır kör olanlar yeni gördü yeni. Sorsan bana gardaş de hele kim bu Ermeni? Aklıma, ihanetten doğma bir haydut gelir. Mübariz ruhuyla silaha mermi koyula Her mermide emperyalist Ermeni […]
Muştu Temmuz sıcağını bilir misiniz? İnsanı yorduğu nisbette susatır Dağ başına kök salan ağaçları Genç ihtiyar demeden çatlatır Selam verip girdik bahçeye Tek yaprak kımıldamıyordu Sıra sıra incir ceviz ağaçlarında Fıstık yeşili yapraklar ışıldamıyordu Yorgun toprağı imzaladık nakşettik çizmemizden izleri İşe koyulup sulamaya başladık Gölgesinde serinlediğim cevizleri Suyu verdikçe kımıldadı yapraklar Yorgunluğunu ileri vakte attı […]
Şiir ve İnkılap Şâir olmakla yalancı olmak arasında en alacasından bir çizgi Ehlince hissedilir Her şey göz göre göre oldu Uçuruma sürüklendi şiir Mürekkep kadar cıvık ruhların kalemlerinde Bu cins ruhların kavradığı kalemlerde kağıda değil yalana idi meyil Bir avuç inanmış adam kaldı şiire Yalancılar kalabalık bir o kadar cahil Yalan bile zorlama şiirlerin altında […]
Yokluğun en muhkem tavda dövülmüş Varlığın paha biçilmez ödülmüş Nasıl ki anne yavrusuyla gülmüş Seni öylesi düşkün seveceğim Vuslat için aşınsa da dizlerim Tuz basar yaralarımı gizlerim Hasretine karışsa da izlerim Seni öylesi sürgün seveceğim Umut ipine tutunur gözlerim Sana meyyal çerçevedir sözlerim Gönül sergime baktıkça özlerim Seni öylesi süzgün seveceğim Ne gülebildim ne gözyaşım […]
Kasvetimden köşeyi döndü çaycılar Demini almaktan şu çay bile bitkin Yanı başımda ki ihtiyar hacılar Etmekteydiler bir vakit beni teskin Hedefe beni koydu gaddar nişancı Mermiyi tutuşturur bu ondaki kin O göz ki namludan başkaya yabancı Öylesine muhkem öylesine derin Hayalimden vurup insafsız avcılar Sızımla yaşamamı ettiler telkin Kaldı portakal yaprağından acılar Öylesine mayhoş öylesine […]
Tutku Yokluğu Muhakemesizlik iki elini ard arda atmış Pişkin pişkin geziyor caddelerimde Kenetlenmiş kapkara eller geleceğime Sağ elde biat yazılı sol elde korku Ellerde mahpus olmuş umutlar Kırılmış eskide kalmış tutku çarkı Ya dağ başında ya denizde kırılmış can kafesleri Derin insanların ölümü derin mi derin olur Tutkuları nisbetince bu dünyadan kaybolur İşte onlardan bir […]
İtibar ve Şatafat Değdi vergilere vatandaşın gözyaşları Belki de ondan tuzluydu maaşları Maaşlar vardı doğrunun üstüne atlayan Birde makamlar vardı adaleti baltalayan Onların semtine rant yağarken Zulüm selinde boğuluyordu vatan Bu kepazelikte geçmekte iken günler Bir gözü mezarda ihtiyar misali özleniyordu dünler Düne dair neyimiz varsa satıldı Tasarruf sürgün yedi yurdumdan ve İtibarsızlaştırıp yaka paça […]
Çölde Gül Açtıran Feryâd Gözüne bakınca gözlerim, kendinden emin, O yâr varken, sanki her şeyi etmiştim temin. Kavli karar ettik, evliliğe olsun zemin, Gözlerine kandım, sözleri birer hurdalar. Seni ansın diye şu kalemime izinler, İçime sığmıyor aşkın, n’apsın ki vezinler? Sevda kalesine girememekten hazinler; Yâr vicdanı denen, aşamadığım surdalar. Bilmiyorum, belki de ayrılmaktı muradı Yokluğu […]