Şamil Basayev ile Röportaj – Oleg Mihailoviç
Şamil’in 1996 yılında bana verdiği bu röportajda, nerede ve nasıl eğitim aldığını açıkladığını ve hayatından bilinmeyen ilginç ayrıntılar paylaştığını ve Şamil’in baskınının asıl hedefinin Budennovsk değil, Nevinnomyssk olduğunu söylemeliyim. Eğer Basayev ve adamları burayı ele geçirselerdi neler olacağını şöyle düşünün; militanların Moskova ve ötesini süpürecek kadar patlayıcı hazırlayabilecekleri kadar kimyasal madde fabrikasının burada olduğunu söylemem yeterli.
Şamil öldü ve bu yüzden bu röportajı yayınlıyorum.
Şamil Basayev ile Röportaj (1996)
–Sovyet ordusunda itfaiyeciydiniz ama şimdi mükemmel bir askeri eğitime sahip olduğunuz anlaşılıyor. Bu nasıl oldu?
–Ben 1991’den beri kendi kendimi eğitiyorum ve bunu Rus ders kitaplarıyla yapıyorum. Bir amacım olduğu için bunu yapmaya başladım. Yaklaşık otuz kişiydik ve Rusya’nın Çeçenya’yı rahat bırakmayacağını fark etmiştik. Bir mücadele ve bedel bizi bekliyordu. Bu yüzden sıkı bir şekilde kendimizi eğitmeye başladık. Savaşların yaşandığı başka yerlere gittik, buralarda hem yardım ettik hem kendimizi eğittik. Gürcistan-Abhazya savaşı sırasında Abhazya’daki Rus Hava Üssü’nde eğitim gördüğümüz doğru değil çünkü sadece ben değil, o askeri üs bir tane bile Çeçen kabul etmemiştir. Ruslar orada 200-300 kadar Abhaz’ı yaklaşık 2 ay kadar eğitti ama bu üssün bizimle bir ilgisi yok. Eğitimimizin ayrıntısını merak ediyorsanız, otuz kişilik grubumla birlikte 1994 yılının Nisan ayından Temmuz ayına kadar Afganistan’ın Host bölgesindeydik. Masrafları ben karşıladım. Hatta param bitince silahımı bile sattım. Bir an önce hazırlığımızı bitirmemiz gerekiyordu çünkü sonbaharda Rus saldırısının başlayacağını öngörüyorduk.
–Sadece askeri itfaiyecilik eğitimi ve kendi askeri eğitiminize rağmen, her biri iki veya üç yüksek uzmanlık eğitimi almış Rus albay ve generalleriyle başarılı bir savaş yürüttüğünüzü düşünüyor musunuz?
–Onlar dediğiniz gibi belli okulların eğitimlerinden geçtiler ve bu onların sorunu. Eğitimlerinin temeli, yürüttükleri savaşların ölçeklerine uygun hareket etmek; sadece bu kadar. Yani onlar, komuta ettikleri birimler yeterli oldukça sorun yoktur ama yetersiz kaldıklarında tankları ve uçakları çağırırlar. Onlar da yetersiz kalırsa merkezi yönetimden atom bombası bile talep edebilirler. İkişer üçer yüksek eğitim onlara sadece bunu sağlıyor. Örneğin şu anda yetersiz kaldılar ve çok sayıda yerleşim yerimiz toplar ve uçaklarla bombalanıyor. Her köyde, Zavgaev hükümetinin (bağımsızlık ilanı öncesi Rusya’ya bağlı hükümet) çalışmalarına karşı çıkmayacaklarına dair imza topluyorlar. Bu, Zavgaev hükümetinin her şeyi yapabileceği anlamına geliyor. Zavgaev’in arkasında da, Rusya seçimlerini kazanmak için Çeçenya’da işlerin yolunda olduğunu açıklamak için sabırsızlanan Yeltsin var.
–Cahar Dudayev’i neden destekliyorsunuz?
–O bizim devlet başkanımızdır ve halkımızın seçimidir. Bu arada ben hiç kimseye oy vermedim. Ama Dudayev’i destekliyorum çünkü onu kendime yakın hissetmemin sebebi, onun bir amacının olması. Çeçenya’da cumhurbaşkanımıza karşı bir muhalefet yok, eski muhalefet bile şu an bizimle aynı çizgide. Bahsettiğiniz diğer isimler ise sadece vatan hainleri. Rusya, onlar üzerinden bizi birbirimize düşürüp sonra barışçıl büyük güç olacak. Hayır olmayacak! Zavgayev bir Rus. Hasbulatov bir Rus. Onların etnik kökenlerinin ne olduğunun bir önemi yok. Ben bir ırkçı değilim, ben bir Rus değilim, ben sadece Çeçen Cumhuriyeti İçkerya vatandaşıyım. Bugün ve bugünden sonra devletimizin karşısında olan herkesle savaşacağım. Bir kişi, barışçıl bir şekilde bir değişim istiyorsa ve özellikle de istediği şey doğruysa onu destekleyeceğim ama bunu yapmak için silah kullanmaya teşebbüs ederse onun karşısında olacağım.
–Kuzey Kafkasya halkları sizce neden Çeçenya’yı desteklemiyor?
–Demek ki ya köleliği seviyorlar ya da oldukça fazla Ruslaşmışlar. Kafkasya’nın lokomotifi ve lideri her zaman Çeçenler olmuşlardır. Ayın altındaki yalnız kurtla tasvir edilen bir devlet armamınızın olması sizce tesadüf mü? Rusya saldırdığında sadece kendimizin savaşacağını öngörüyorduk ve zaten bu yüzden en başından beri kimsenin yardımına güvenmedik.
–Budennovsk’taki operasyona katılanları kendi istekleri doğrultusunda mı seçtiniz?
–Ben kendi yolumu çizmiştim ve herkesin dediğinden çok daha fazla gönüllü vardı. Operasyon için seçtiğim savaşçıları bir hafta kadar eğittim ve sonra Grozni’ye gideceğimizi söyledim. Ve oradan ayrılmadan önce “neden Grozni’ye gidiyoruz, haydi Rusya’ya gidelim” dedim. Salman Raduyev’in Kızılyar operasyonunun maliyeti 20 bin dolardı. Bu parayı nasıl verdiğini bilmiyorum. Belki parça parça belki de tek seferde harcadı ama sonucunda 20 bin dolar harcadığını biliyorum. Bizim Budennovsk’a kadar harcadığımız para ise 25 bin dolar. Bunun 15 bin kadarı araçlar için harcandı, yolda da yaklaşık 8-9 bin dolar dağıtıldı.
Hastaneyi ele geçirdiğimizde tüm Rus yetkililer önce çok şaşırdılar. Televizyonlarda müzakerelerin sürdüğünü, bize para teklif ettiklerini ve bizim de kabul ettiğimizi söylediler. Ama bunlar asla yaşanmadı yani bütün Rusya’ya yalan söylediler. Bırakın müzakereyi, iki gün boyunca yanımıza görüşmeci olarak birini göndermeyi bile korkudan akıl edemediler. Sonra akılları başlarına geldi ve şehirde yaşayan bir Çeçen’i yanımıza gönderdiler.
Sonra Çernomirdin’in beni aramasına doğrusu ilk anda şaşırdım. Televizyonlarda fazlaca duygusuz biri olarak görünmesine karşın, telefonda normal bir insan gibi konuşmasını duymak tuhaftı. Olayı sona erdirmek isteyen normal bir iş görüşmesi gibi konuşması karşısında, Rus liderliğinde hala olayları doğru anlayabilen ve değerlendirebilen insanlar olduğunu sandım. Ama sonra neticede bunların bir şirket olduğunu düşündüm. Çernomirdin beni kandırmaya çalışmıyordu ama provokasyonlar karşısında karşılık vermememi istediğinde, durumu kontrol edemediğine karar verdim. Kendisi başbakandı ama bir gücü yoktu.
Dudayev’in de operasyondan haberi yoktu. İki aydır onunla hiçbir temasım olmamıştı. Zaten onu bu tür ince işlere bulaştırmazdım. Bu benim kurallarımdandır.
Operasyonun ardından cumhurbaşkanı tüm personele “Çeçenya Kahramanı” ünvanı verdi. Üç yardımcıma da “Ulusun Onuru” nişanı verdi. Ama beni ödüllendirmedi hatta azarladı. Çünkü Budennovsk operasyonu bir başarı değil başarısızlıktı. Asıl hedefimize ulaşamadığımız takdirde gerçekleştirilecek bir önlem manevrasıydı.
Şimdi gazeteciler bana bir hastaneye neden el koyduğumu soruyorlar. Bunun utanılacak bir hareket olduğunu söylüyorlar. Ben de onlara şimdi şunu soruyorum: Rus birlikleri Grozni’deki hastaneleri neden ele geçirdi? Budennovsk bir terör eylemi de Rus uçaklarının her gün köylerimizi bombalaması terör eylemi değil mi? Oralarda sadece barış içinde yaşamak isteyen insanlar ölüyor. Halkım bana dünyanın geri kalanından çok daha yakın ve ben bunları her günün ortasında görüyorum. Rusların bizim hakkımızda ne düşündüğünü asla bilemezsiniz.
Peki biz Ruslar hakkında ne düşünüyoruz? Halkımızı nasıl bir teröre maruz bıraktılar? İlk başlayan biz miyiz? Bunlar birer soru değil yanıttır.
Rusya’da her şey olabilir. Bizim devletimiz bu tür operasyonlar planlamıyor. Ve bu operasyon bir kişisel girişimdir.
–Peki Budennovsk olayından sonra hiç Çeçenya’dan dışarı çıktınız mı?
–Evet iki kez. Birinde yaklaşık 10 gün kadar Sibirya’da kaldım. Diğeri de bir hafta önceki Moskova seyahatim. Ne gibi sorunlar yaşadım? Bütün Çeçenler beni yakından tanımıyordu… O halde Rusya açısından ne gibi önlemler aldım? Hayır sakalımı tamamen kesmedim, sadece biraz kısalttım. Ve şapka iyi bir şeydir… Şapka, gözlük ve elbette para… Yanımda beş kişi daha vardı. Sadece arabayla gezmedim, aynı zamanda sokaklarda da gezdim. Kimse bir belge sormadı. Daha önceki yıllarda Moskova’da yaşadım ve yıllar boyunca trafik polislerine ve yetkili herkese para ödedim. Rusya’yı tanıyorum. Yani bunlar sorun değil. Eğer yeterli bir bütçeniz ve paranız varsa, suç mahallinde bile yakalansansanız herhangi bir polis oradan gitmenize göz yumar.
Oleg Mihailoviç Blotsky – 3/12/1996