Salman Raduyev’in Çığlıklarını Duydum

Salman Raduyev’in Çığlıklarını Duydum

26 Haziran 2001’de sabahın erken saatlerinde, Grozni-Zhukovskaya’da caddede bir kontrol noktasında durduruldum. Arabamın kapısını açmaya bile fırsat bulamadan, bir tüfek kabzasıyla yüzüme darbeler aldım ve bilincimi kaybettim. Kendime geldiğimde, daha sonradan Grozni’de olduğunu öğrendiğim bir üsse doğru götürülüyordum. Kendime gelir gelmez sorguya alındım. Şu kim? Nerede? Nereye gidebilir? Vb.

Aklıma bana bu soruları kontrol noktasında neden sormadıkları geldi. Neyse ki istedikleri belgeleri sunma ve sorularını cevaplama fırsatım oldu. Pasaportum, araç ruhsatım, kimliğim vb. mevcuttu.

Bu arada boynuma asılı bir çanta fark ettim. Ben baygınken astıklarını sanıyorum. Bu çanta 13 gün boyunca boynumdan çıkarılmadı. Bu süre içerisinde kimseyi görmedim. Benim gibi hücrelerde olanların seslerini duyabiliyordum ama birbirimizle konuşamıyorduk. Bir hışırtıyı bile bahane edip üzerimize saldırabiliyorlardı. Tüm bunlara rağmen benimle aynı köyden iki kişinin daha orada olduğunu öğrendim. Ben gönderilirken onlar hala oradalardı.

Ertesi gün beni, arabamı incelemeye götürdüler. Arabamda benimle hiçbir ilgisi olmayan el bombaları ve kartuşlar buldular. Herhangi bir silahım olmadığına dair delillerimi söylememe fırsat bile vermeden darp ettiler ve hakaretlere uğradım.

Sonrasında tam 13 gün boyunca işkence gördüm ve dövüldüm. Elektrik işkencesi yapıldı, parmak uçlarımdaki etler pense ile çekilerek yırtıldı, birkaç parmağım kırıldı.

Kontrol noktasında onlara silah çektiğim yazılı bir ifade tutanağını imzalayayım diye sağ elimi iğne veya çiviyle deldiler. İşkencelere dayanamayıp imzaladığımda, kendi fermanımı da imzaladığımı fark ettim. Bana hemen 205. madde uyarınca yeni suçlamalar yöneltildi. Bu suçlamalar da 209. maddeye giriyordu; yani çetelere ve terör örgütüne katılım.

Ancak dokuz gün boyunca bunu imzalamadım ve tüm bu süre içerisinde sürekli dövüldüm ve işkence gördüm. Omurgamı sakatladılar, kaburgalarımı kırdılar, bacaklarım neredeyse tutmaz oldu; onları hiç hissetmez hale geldim, hala sol bacağımı hissetmiyorum.

Onuncu gün, bana atfedilen tüm suçlamaları imzalamak zorunda kaldım. Suçlamalar 205, 209 ve 327. maddeler çerçevesindeydi. Ve ayrıca Aslan Maskhadov Hükümeti tarafından verilmiş olan yasa dışı bir pasaportum olduğu için aranmakta olduğumu söylediler.

Bundan sonrasını işkence açısından daha kolay olur sanıyordum. Çünkü neredeyse tamamen duyarsızlaşmış ve vücudumun çoğu yerini hissetmez hale gelmiştim. Akrabalarım da bu süre zarfında nerede olduğumu bilmiyorlardı.

On yedinci günde Çernokozovo’ya gönderildim. Fakat orasının daha kolay geçeceğine dair olan tahmin ve ümidim boş çıktı. Çernokozovo daha da korkunçtu. Orada daha vahşi işkence vardı ve tıbbi yardım da yoktu; ağrı kesici bile verilmedi.

Yirmi gün sonra tekrar Grozni’ye döndük. Bir ay daha sorgulamalar ve işkencelerle geçti. Ve sonra yine Çernokozovo’ya getirildim.

Böylece 9 ay geçti ve bu süre zarfında hiçbir yargılama ve hiçbir suçlama yapılmadı. Ancak daha önce imzalamak zorunda kaldığım bombalama eylemine katıldığıma dair hiçbir kanıt olmadığı için 205. madde ile ilgili evraklar iptal edildi.

19 Mart 2002’de, duruşmanın yapılacağı Pyatigorsk’a nakledildim. Beni her zamanki gibi coplarla dolu bir koridorda karşıladılar. Buradan geçtikten sonra bodrum katlardan birine götürüldüm. Bodrumda 21 Çeçen vardı ve bu bodrumlar dünyadan tamamen izole edilerek yapılmışlardı.

19 Nisan’da davamın ilk duruşması gerçekleşti ve 24 Nisan’da mahkeme kararını açıkladı.

209. madde kapsamındaki suçlamalardan beraat ettim ve 222. Maddenin 1. kısmı uyarınca 3 yıl 2 ay ceza verildi. Tüm bunları yaparlarken, bir Çeçen olduğum gerçeğiyle “motive” etmeyi ihmal etmediler.

Pyatigorsk şehrinin duruşma öncesi gözaltı merkezinden, hemen cezamın çekileceği yere göndermek zorunda olmalarına rağmen, beni orada altı ay tuttular. Ve Haziran ayında Rusya Federasyonu FSB’si beni tekrar ziyaret etti. Bana iki gün işkence ettiler ve Bakalayev olduğumu itiraf etmemi istediler, ancak bu artık yasal olarak mümkün olmadığı için beni bırakıp gittiler.

3 Eylül’de Pyatigorsk’tan Volgograd’a gönderildim. Yanımda bir Çeçen daha vardı ve bizim için özel bir karşılama düzenlendi. Yani bilincimizi kaybedene kadar dövüldük ve sonra hücrelere atıldık. Bizim için bu zaten sıradan hale gelmişti.

15 Eylül’de, ömür boyu hapis cezasına çarptırılan mahkumların tutulduğu Solikamsk kentindeki federal hapishaneye gönderildim. Orada yapılan özel karşılama bana Grozni’deki Leninsky VOVD’de geçirdiğim ilk günleri hatırlattı. Neredeyse aynıydı.

O sırada hala hayatta olan Salman Raduyev benimle aynı kanattaki hücrelerden birindeydi. İnfazlar ve işkenceler sırasında onun çığlıklarını duydum. Bu her akşam, hücre pencerelerimizin altındaki “spor bahçesinde” oluyordu.

Ve 23 Eylül’de Tayga’da Solikamsk’a 100 km. uzaklıktaki Kızıl Kuğu hapishanesine gönderildim. 26 Eylül’de, Cherdynsky bölgesinin Perm bölgesinin IK-240 numaralı kurumundan, SH-320 numaralı koloni yerleşimine ayrıldım.

Her yerde ve her yerde “misafirperverce karşılama” yaşadım. Yalnızca bir yer, biraz daha yumuşak dövdükleri ve bir işkencede aşırıya kaçmaya çalıştıkları için diğerlerinden farklı göründü.

Yerleşimde 19 Çeçen vardı ve bunların arasında Çeçen Devlet Başkanı Aslan Maskhadov’un bir yardımcısı olan Mumadi Saydayev de vardı. Cezamın yarısından sonra, şartlı tahliye kapsamında serbest bırakılmadan önce orada yaklaşık beş ay geçirdim.

17 Ocak 2003’te akrabalarım beni almaya geldi ve ben eve döndüm. Ama geceyi evde geçirecek vakti bulamadan, ertesi gün federaller yine benim için geldiler. Bu federal “ziyaret”ten sonra bir süre saklandım… Sonra ailemle birlikte, tekrar Rus özel servislerinin eline düşmek istemediğim için Bakü’ye gittim. Allah hepimizi bu kâbustan korusun. Ve ben, diyebilirim ki cehennemin on çemberinin hepsinden geçtim.

Bislan Akhmedovich Validov (1975 doğumlu Grozni sakini)

 

Yazan Editör - Eyl 17 2021. Kategori Dünya, Gündem, Türk İslam. Bu yazıya yapılan yorumları takip edebilirsiniz RSS 2.0. Bu yazıya yorum yapabilir ve geri izlemede bulunabilirsiniz

Yorum yaz

Göndermeden önce alttaki eksik işlemi tamamlayınız. *

Ebed Bizimdir - Kuzey Kafkasya bölgesi ağırlıklı olarak, Türk-İslam coğrafyasından özel haberler, yorumlar ve makaleler.