Vuslatın Ardı Hasret
Şehrin kahvesinde oturuyorum sabahleyin
vuslat her ne kadar güzel olsa da
Aydın’da rüzgar sersem edici esiyor biraz
içtiğim çayın soğukluğu da bu yüzden
köyde hiç bitmeyen incir muhabbetleri de
şu sıra ne varsa ne yoksa sebebi poyraz
Çaycı abiden bir çay daha alalım
beklemekteyim gözümde tüten zambağı
taktı biraz bize napalım
karşımda köhne bir otobüs durağı
yolcular karamsar
uyku mahmuru kimisi
yarım saatte bir geçiyor otobüsler
iki defa şahit oldum buna
derken geldi bizimkisi
Alt geçitler iyi ki var desem acaba kim anlar
gizli gizli sarılanlar bilir o karanlığı
birde kaybedeceği hiçbir şeyi olmayanlar
Otobüs bizi bir tarihe götürürken bildim
ne bu kadar sevmiştim ne de sevildim
lâkin iyi ki sevmişim yerine
iyi ki tanımışım seni diyordu bakışlarım
tanımak mecbur kılmıştı seni sevmeye
meyvesini vermişti nihayet yakarışlarım
Gezdiğimiz şehrin kimi yapısı antik
farkettin mi bilmiyorum zirveye çıkarken
yollarında görücüye çıkmıştı sanki kekik
doğallığını muhafaza etmekte hâlen şehir
bizi de muhafaza etsin deyip ahitleştik
güneş batarken ilham tıpkı teselli gibi gelir
çekilesi zor hasretin amorti demlerinde
sensin artık yüreğime yüreğime doğan şiir…
Mehmet Şentürk
Ağustos 2021
Aydın