Kalmadı
KALMADI
Cesurca aldığın menfi karardan,
Tek çevrene sunduğun yarardan,
Garip ahali verdiğin zarardan,
Mutlu ana, baba, evlat kalmadı.
Ankara’da güldü, haram bir talih,
Parsel parsel yolunu buldu Melih.
Dilinde ne arar Osmanlı, tarih?
Kolunu kesecek ecdat kalmadı.
Toprak attılar, bizi gömer gibi,
Çıkmasın diye, bele kemer gibi.
Adalet dedin, tıpkı Ömer gibi,
Lâkin Ömer gibi fıtrat kalmadı.
İnsan, vicdanınca değere layık,
Vicdanına gazâ meydanı tanık,
Zülfikâr Ali’ye bu yüzden sadık,
Heyhat! Düldül misâli at kalmadı.
Var mı ki hesabınızı dürecek?
Galiba bu hesap daim sürecek.
Sarayına dörtnala at sürecek,
Işbara Alp, Yamtar, Kürşat kalmadı.
Ne ekonomi kaldı ne sakin bir kur,
İsevî yüzü sanki vur babam vur.
Zulmünü kes, yeter gayrı, insaf, dur!
Diyecek, Hüseynî hilkat kalmadı.
Ey Koçyiğit Köroğlu duy nidâmı!
Zûl gelir olmak günün, gücün adamı.
Nerede o kılıncın arz-ı endamı?
Tüfek icat oldu, pusat kalmadı.
Yol yaptın, güç olsa da geçilecek.
Filistin deyip kola mı içilecek?
Yalnız saray çimidir biçilecek,
Zira çiftçi öldü, hasat kalmadı.
Yeşil, ranta kurban; her yer konuttu,
İnşaat çetesi gayet hoşnuttu,
Olan olmayanı zaten unuttu,
Fakire verilen zekat kalmadı.
Boşvermişlik hafif hafif çiliyor,
Dualar aynı, hep para diliyor,
Herkes allame, her şeyi biliyor,
Topluma bak cahil, vasat kalmadı.
Bilsem ki bir gün ceza yiyeceğim,
Biat yok size, öfke giyeceğim.
Zaten kut almış yurdum diyeceğim,
Ötüken, Semerkant, Ahlat kalmadı.
Fikirler sahipsiz, şuurlarsa dar,
Hangi cemiyete baksam yara var.
Ve kaçınılmaz son oldu intihar,
Yaşanmaya değer, hayat kalmadı.
İlk ümit çalındı sonra emekten,
İşçilerde gına, azar yemekten,
Dize dize hakikati demekten,
Benim kalemimde, takat kalmadı.
Mehmet Şentürk
01.01.2020 – İstanbul