Şamil’i Anmak ve Anlamak

Bir zamanlar Kafkasya poyrazı,
Vazifesini bir imama vermiş.
Dağlardaki zulmü, enkazı,
Naibleriyle yere sermiş.

Kimden bahsediyor diyorsunuz belki ilk kıtayı okurken.
Bazılarınız merak içinde.
Bense ismini anmaktan bile utanıyorum.
Hürriyet ve adaletten bahsin mümkün olmadığı bu demde,
Sahi nerede bizim o miskin çabamız?
Hiç benzemiyor İmam Şamil’e.
Cesaretten ırak, kaygıya bir adım kavgamız.

Lâyık değiliz hamaseten “Kafkas Kartalı” deyip anmaya.
Korkaklar kahramanları anamaz.
Uşak olup dört duvardan korkanlar,
Hak olup Çarlığa kafa tutanları,
Asla anlayamaz.

Şamil’in Kuzey Kafkasya davasını,
Merhametiyle hata işleyen anasını,
Anası yerine yediği kırbaç cezasını,
Okuduk yahut dinledik sadece.
Kulağımız duydu bunları hece hece.
Lâkin örgüleyemedik berbat hayatımıza.
Kaç gün geçti kim bilir, üzerinden kaç gece?

Şamil’i anıyor muyuz yoksa anırmak mıdır bu?
Bunun muhasebesini artık yapalım yahu!

Şatoy Dağları’nın hıçkıran esareti,
İmam Şamil’deki aksiyon bereketi,
Ve o şanlı Gazavat hareketi,
Neyin aksülameli olabilirdi?

Vampir ruhlu değildi öyle,
Susamamıştı makam, mevki için kana.
Sadece kulluk davasına köle,
Hâs insan misâli sarılmıştı imana.

Rus Çarı Nikola neler vadetmedi neler?
Şamil’se gözü tok, tavizsiz bir lider!
Yaşam sebebi dense yeridir seferler.
Biricik meskeni toprağına eş, taş siperler.

Bizler yirmibirinci yüzyıl insanları,
Bu tükenmişliğimiz,
Bu sinmişliğimiz ile Şamil’i anlayamayız.
Amma yaptın ha demeyin yarasa gözlüler,
Görene her yer zulüm, her şey delil.
Hakkını helal et bize İmam Şamil!

Mehmet Şentürk
04.02.2020 – İstanbul

Yazan Mehmet ŞENTÜRK - Şub 4 2020. Kategori Dünya, Gündem, Kültür Sanat, Politika, Türk İslam, Yazarlar. Bu yazıya yapılan yorumları takip edebilirsiniz RSS 2.0. Bu yazıya yorum yapabilir ve geri izlemede bulunabilirsiniz