40 Hadis – Ahlak

Kırk Hadiste Ahlak

1 – Mâlik (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)’ın şöyle buyurduğunu duymuş:
“Ben, güzel huyları tamamlamak için gönderildim.”
(Mâlik, el-Muvatta, Hüsnü’l-Huluk, 8, II, 903)

2 – Âişe (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.)şöyle söyleyerek, dua ederdi:
“Allah’ım! Yaradılışımı güzel yaptığın gibi, ahlâkımı da güzelleştir.”
(Ahmed b. Hanbel, I 403)

3 – Ebu Ümâme (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)şöyle buyurmuştur:
“Ben, haklı olduğu hâlde bile çekişmeyi bırakan kimse için cennetin avlusunda bir köşk, şaka da olsa, yalan söylemekten kaçınan kimse için cennetin ortasında bir köşk ve ahlâkı güzel olan kimse için de cennetin en yüksek yerinde bir köşk verileceğine kefilim.”
(Ebû Davûd, Edeb, 7, V, 150)

4 – Mâlikten rivâyet edildiğine göre, Muaz b. Cebel (r.a.) şöyle demiştir:
Yemen’e vali olarak giderken ayağımı üzengiye koyduğum sırada, Resûlullah (s.a.s.)’ın bana son öğüdü:
“Ey Muâz b. Cebel! İnsanlara karşı ahlâkını güzelleştir” olmuştur.
(Mâlik, Hüsnü’-Huluk, 1-2, II, 902)

5 – Abdullah b. Amr (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“En hayırlınız, ahlâkça en güzel olanlarınızdır.”
(Müslim, Fedai/, 68, II /1810)

Buhâri de şu şekilde rivâyet etmiştir:
“En hayırlılarınızdan biri de ahlâkça en güzel olanınızdır.”
(Buhari, Edeb, 38, VI, 81)

6- Nevvâs b. Sem’ân (r.a.)’dan; Resûlullah (s. a. s.)’a iyilik ve günâhtan sordum da Resûlullah:
“İyilik, güzel huydur. Günah, vicdanını rahatsız eden ve insanların duymasından hoşlanmadığın şeydir” buyurdu.
(Müslim, Birr, 45, III 1980; Darimî, Rikak, 73, II 628)

7 – İbn-i Abbâs (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.)şöyle buyurdu:
“Su, buzu erittiği gibi güzel ahlâk da günâhları eritir (yok eder); sirke balı bozduğu gibi kötü ahlâk da ameli bozar.”
(Taberânî, el- Mu’cemui-Evsat, No: 854, I 470)

8 – Ali (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)Efendimiz:
“Cennette dışı içinden, içi dışından görülen (şeffaf) köşkler vardır.” buyurdu. Bunun üzerine bir bedevî:
“Yâ Resûlallah! Onlar kimler içindir?” diye sordu.
Peygamber Efendimiz:
“Yumuşak ve tatlı konuşan, yemek yediren, oruca devam eden, insanlar uykuda iken namaz kılanlar içindir” buyurdu.
(Tirmizî, Cennet, 3, /V/673)

9 – Ebu Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki:
“Benim katımda en sevimliniz, ahlâkça en güzel olan ve etrafındakilerle hoş geçineninizdir ki, onlar herkesi sever ve herkes de onları sever. Benim katımda en sevimsizleriniz koğuculuk yapan, dostların arasını açan ve temiz kimselerde kusur arayanlarınızda.”
(Taberânî, Evsat, 7693, VIII/341, 342)

10 – Âişe (r. anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) Efendimiz şöyle buyurdular:
“İmanca mü’minlerin en olgunu, ahlâkı en güzel olup, aile bireylerine karşı en yumuşak ve lütufkâr davranandır.”
(Tirmizi, İman, 6, V, 9; Darimî, Rikak, 74, II, 629)

11 – İbn Abbas’tan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır:
“Hayırlınız, ailesine hayırlı olanlarınızdır.”
(İbn Mâce, Nikah, 50, I, 636)

12 – Abdullah b. Amr’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdular:
“Hayırlınız, kadınları için hayırlı olanınızdır.”
(İbn Mâce, Nikah, 50, I, 636)

13 – Ebû Hüreyre (r.a.)den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Kişinin keremi (cömertliği, ululuğu ve bütün iyilikleri) dinidir. Mürüvveti (mertlik ve insanlığı) aklı, hasebi (soyluluk ve asaleti) güzel ahlâkıdır.”
(Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, X, 328, Beyrut, 1984)

14 – EbûZerr (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.), kendisine hitaben:
“Yâ Ebâ Zer, ne tedbir gibi akıl, ne haramdan kaçınmak gibi vera, ve ne de güzel ahlâk gibi haseb olur.” buyurmuştur.
(İbn Hibban, bi Tertibi İbn Belban, Birr, 2, 361,1, 79, Beyrut, 1993)

15 – Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle duâ ederdi:
“Allah’ım, ayrılık ve bozgunculuktan, iki yüzlülük ve kötü ahlâktan sana sığınırım.”
(Nesâî, Sünen, İstiaze, 21, VIII, 263-264)

16 – Câbir b. Abdullah (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.), Cebrâil’den, Allâhu Teâla’nın şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
“Muhakkak şu (İslâm Dîni) benim râzı olduğum bir dindir. Ona ancak cömertlik ve güzel ahlâk yaraşır. Sahibi bulunduğunuz müddetçe bu dîni, bu iki huy ile güzelleştirip şereflendirin (takviye edin).”
(Taberâni, Evsat, No: 8915, IX, 424, 425)

17 – Âişe (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Şerrinden dolayı insanların kendisinden sakındığı kimse, insanların en şerlilerindendir.”
(Mâlik, Hüsnü’l-Huluk, 4, H/903, 904)

18 – Ebu’d-Derdâ (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Kıyâmet gününde (ameller tartılırken) mü’minin mizânında güzel ahlâktan daha ağır (gelecek) bir şey yoktur. Şüphesiz ki Allah Teâlâ, kötü huylu, çirkin sözlü kimseleri sevmez.”
(Tirmizî, Birr, 62, IV, 362)

19 – Câbir (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)şöyle buyurmuştur:
“Benim katımda en sevimliniz ve kıyamet gününde meclisime en yakınınız, ahlâkı en güzel olanınızdır. Sizden en sevmediğim ve kıyamet gününde meclisimden en uzakta kalacak olanlar: Kibirli kibirli ağız eğerek gösteriş için lûgat parçalayan ve çok konuşan kimselerdir.” Ashab:
Yâ Resûlullah, ( مُتَشَدِّقُونْ ve ثَرْثَارُونْ )’i bildik, ( مُتَفَيْهِقُونْ ) kimlerdir? diye sordular. “Kibirlenip böbürlenen kimselerdir” cevabını verdi.
(Tirmizî, Birr, 71, IV, 370, İbn Hanbel, IV, 193)

20 – EbûZerr (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) bana şöyle buyurdu:
“Nerede olursanız olun, Allah’a karşı gelmekten sakının ve kötülüğün peşinden hemen iyiliği yetiştirin ki, onu silip yok etsin. Ayrıca insanlarla güzelce geçinin.”
(Tirmizî, Birr, 55, IV, 355; Darimî, Rikak,

21 – İbn Abbas (r.a.)’tan; Peygamber Efendimiz, Eşecc Abdül-Kays’a:
“Sende Allahu Teâlâ’nın sevdiği iki (güzel) meziyet vardır: Onlar da hilm (yumuşak huyluluk) ve teenni (düşünceli, temkinli hareket)dir” buyurmuşlardır.
(Tirmizî, Birr, 66, IV, 366, 367)

22 – Ebû Hüreyre (r.a.), Resûlullah (s.a.s.)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Mü’min ülfet eden (insanlarla iyi geçinen) kişidir. İnsanlarla iyi geçinmeyen ve kendisi ile geçinilmeyen kişide hayır yoktur.”
(Ahmed b. Hanbel, II 4, 5, 335, 9436)

23 – Abdullah b. Amr (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.)’ın şöyle buyurduğunu işittim:
“Müslüman, güzel ahlâkı sayesinde Allah’ın emirlerini yerine getirip devamlı oruç tutanlar derecesine yükselir.”
(Taberânî, Evsat, No: 3150, IV, 102-103)

24 – Âişe (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.)’ın şöyle dediğini işittim:
“Mü’min, güzel ahlâkı ile (fazla) oruç tutup (fazla) ibadet edenin derecesine erişir.”
(Ebu Davud, Edep, 7, V/149)

25 – Ali b. Ebi Talib (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
“Mü’min, güzel ahlâkı sebebiyle gece ibâdet eden ve gündüz oruçlu bulunanların derecelerine erişir.”

Yahya b. Said (r.a.)’den, şöyle dediği rivâyet olunmuştur:
“Kişi, güzel ahlâk ile geceyi ibadetle geçiren ve savaş meydanlarında şiddetli susuzluktan ciğeri yanan kimsenin
(Mâlik, Hüsnü’l-Huluk, 6, II/904)

26 – Ebû Hüreyre (r.a.)den; Resûlullah (s.a.s.), buyuruyor:
“Allâhu Teâla, kişiyi güzel ahlâkı ile (fazla) namaz kılan ve (fazla) oruç tutanların derecesine yükseltir.”
Ebû Ya’lâ’nın Enes’ten rivâyetînde:
Mü’minlerin imanca en olgunu, ahlâkça en güzel olanıdır.” ilavesi vardır.
(Taberânî, Evsat, IV, 3892)

27 – Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) buyurdu ki:
“Allâhu Teâlâ, İbrahim (a.s.)’a şöyle vahyetti:
– Halilim (Dostum)! Kâfirlere karşı olsa da ahlâkını güzelleştir ki, iyilerin girdiği yere giresin. Ahlâkını güzelleştiren kimseyi, Arşımın altında gölgelendirip cennet sularından içireceğimi ve onu civarıma yaklaştıracağımı vâdettim.”
(Taberânî, Evsat, No: 6502, VII, 261)

28 – Ebu’d-Derdâ (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“(Kıyamet günü) mü’minin mizanında güzel ahlâktan daha ağır bir şey bulunmaz.
İnsan, güzel ahlâkı ile (fazla) namaz kılıp (fazla) oruç tutanlar derecesine yükselir.”
(Tirmizi, Birr, 63, IV, 363)

Ebû Dâvûd da muhtasar olarak; “Mizanda, güzel ahlâktan daha ağır gelecek hiçbir amel yoktur.”
(Ebu Davud, Edeb, 7, V, 150)

29 – Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Kul, güzel ahlâkıyla oruç tutan ve namaz kılanların derecesine ulaşır.”
(Taberânî, Evsat, 6279, VII, 154)

30 – Ebû Zerr (r a)’den:
“Can ve gönülden iman eden, kalbini her türlü fenâlıktan temizleyen, dili doğruyu söyleyen, gönlünü hoş tutup hâline râzı olan, ahlâkını düzelten (güzel) sözleri dinleyip ibret nazarı ile bakan kurtulmuştur.”
(İbn Hanbel, V, 147)

31 – Safvan b. Süleym’den; Resûlullah (s.a.s.) buyuruyorlar ki:
“Bedene kolay ve hafif gelen ibadeti size bildireyim mi? Susmak ve güzel ahlâk sahibi olmaktır.”
(İbn-i Ebi’d-Dünya, Kitabu’s-Samt, No: 27, 48, Beyrut, 1988)

32 – Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.)’a;
– İnsanların, cennete girmelerine en çok vesile olan şeylerden sorulunca, Resûlullah:
– Allah’tan korkmak ve güzel ahlâktır, buyurmuştur. Ve insanların cehenneme girmelerine en çok sebeb olan şeyler sorulunca da, Resûlullah:
– Ağız ve tenâsül uzvudur (üreme organıdır), buyurmuştur.
(Tirmizî, Birr, 62, IV, 363)

33 – Abdullah b. Amr (r.anhümâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.)’m şöyle buyurduğunu işittim:
“Benim katımda en sevimliniz ve kıyamet gününde meclisime en yakın olanınızı size haber vereyim mi?” Bunu iki veya üç defa tekrar buyurdular. Ashab:
“Evet, yâ Resûlullah “, dediler. Resûlullah:
“Ahlâkça en güzel olanınızdır” buyurdu.
(İbn Hanbel II, 185)

34 – Ali b. Hüseyin b. Ebi Tâlib (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurdu:
“Kişinin İslâmî güzelliklerinden biri de (mânâsız, faydasız) ve kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terk etmesidir.”
(Mâlik, Muvatta, Hüsnü’l-Huluk, 3, II, 903)

35 – İbni Mes’ûd (r.a.); Resûlullah (s.a.s.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Mü’min; insanları kötüleyen, lânetleyen, kötü söz ve çirkin davranış sergileyen kimse değildir.”
(Tirmizî, Birr, IV, 350, 48; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 405, 416)

36 – Abdullâh b. Amr b. el-Âs (r.anhümâ)’dan; şöyle demiştir:
Resûlullâh, sözünde ve işinde çirkin bir harekette ne bulunurdu, ne de bulunmak isterdi ve şöyle buyururdu:
“Sizin en hayırlınız -dan biri de- ahlâkça en güzelinizdir.”
(Buharî, Menâkîb, 23, IV, 166)

37 – Ebû Hüreyre (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.s.):
– En hayırlılarınızı size bildireyim mi? buyurdu. Onlar:
– Bildir yâ Resûlallâh, dediler. Resûlullah:
– Ömrü uzun ve ahlâkı güzel olanınızdır, buyurdular.
(İbn Hibban, Birr, 484, I| 234)

38 – Abdullâh b. Amr b. e/-Âs (r.anhümâ)’dan:
Muâz b. Cebel (r.a.), (bir yere) yolculuk yapmak istediği bir sırada Resûlullah Efendimiz’e şöyle söyledi:
– Ey Allah’ın Resûlü! Bana öğüt ver. Resûlullah:
– Allah’a ibâdet et, O’na hiçbir şeyi şerik (ortak) koşma, buyurdu.
Muâz yine:
– Ey Allah’ın Resûlü! Bana öğüdünü arttır, dedi, Resûlullah:
– (Bir) Fenâlık yaptığında hemen iyilik yap, buyurdu. Muâz (yine):
– Ey Allah’ın Resûlü! Bana -öğüdünü- arttır, dedi. Resûlullah:
– Dosdoğru ol , ahlâkın güzelleşsin, buyurdular.
(İbn Hibban, Birr, 524, H, 283)

39 – Resûlullah (s.a.s.)’ın huzurunda bulunuyorduk. Âdeta başımızın üstünde bir kuş var, onu kaçırmamak için hiç birimiz ses çıkarmıyordu. O sırada bâzı kimselerin gelerek Peygamber Efendimize:
Üsâme b. Şerik (r.a.)’ten; Şerik dedi ki:
– Allah katında en sevgili kullar kimlerdir? diye sordular.
Peygamber Efendimiz:
– Ahlâkı en güzel olanlardır, buyurdular.
(Taberânî, Evsat, No: 6376)

40 – Umeyr b. Katâde (r.a.)’den; bir kişi Resûlullah (s.a.s.)’a:
– Ya Resûlullah, hangi namazın derecesi daha yüksektir? diye sordu. Resûl-i Ekrem:
– Devamlı sûrette tam bir huşû (gönül huzuru) ile kılınan namazdır, buyurdu. Adam:
– Hangi sadakanın derecesi daha yüksektir? diye sordu.
Resûl-i Ekrem:
“Darlıkta, az şeyden yapılan infak (hayır yapmak)” buyurmuştur. Adam:
– Mü ‘minlerin imanca en olgunu hangisidir? diye sordu. Resûl-i Ekrem:
“Ahlâkça en güzel olanıdır.” buyurdu.
(Taberânî Evsat, No: 8119, IX, 57)

41 – Câbirb. Semüre (r.anhümâ)’dan:
Resûlullah (s.a.s.), Semüre ve Ebû Ümâme’nin de bulunduğu bir mecliste idim. Resûlullah şöyle buyurdu:
“Hayâsızlığın, kendisini hayâsızlığa alıştırmaya zorlamanın İslâmiyette hiçbir yeri yoktur. Müslümanlık bakımından insanların en güzeli, ahlâkça en güzel olanıdır.”
(İbn Hanbel, V, 89)
42 – Ebû Hüreyre (r.a.)’den, Resûlullah (s.a.s.)şöyle buyurmuştur:
“Gerçekten siz, mallarınızla insanları (memnun etmeğe) güç yetiremezsiniz. Ancak onları sizin güler yüz ve güzel huyunuz memnun edebilir.”
(Ebû Ya’lâ, el-Müsned, No: 6550, XI, 428, Dîmeşk, 1992)

43 – Âişe (r.anhâ)’dan; Resûlullah (s.a.s.)şöyle buyurmuştur:
“Hiç bir (günah) yoktur ki tevbesi (dönüşü) olmasın. Ancak kötü ahlâk sahibi hariç. Zira o, bir günahtan tövbe eder, döner ondan daha kötüsünü işler.”
(Taberânî, el-Mu’cemü’s-Sağîr, I, 200)

44 – Enes (r.a.) dedi ki; Resûlullah (s.a.s.), Ebû Zerr ile karşılaştı ve:
– Yâ Ebâ Zerr, sana, diğerlerine nisbeten yükte hafif, mizanda ağır gelen iki güzel üstünlüğü bildireyim mi? buyurdu.
Ebû Zerr:
– Evet Yâ Resûlullah, dedi. Peygamber Efendimiz:
– Güzel huylu olmağa dikkat et ve daima susmayı tercih eyle.
Beni yaşatma ve öldürme kudretine sahip olan Allâhu Teâlâ’ya yemin ederim ki, yaratılanlar (Allah katında) bunlar gibi (değerli) bir amel işlememişlerdir.

Hadisi, Ebû’ş-Şeyh b. Hibban da zayıf bir isnâdile EbûZer’den şu lafz ile zikretmiştir.
Resûlullah şöyle buyurmuştur:
– Yâ Ebâ Zerr, dilde kolay, mîzanda ağır gelen ve yükte hafif olan en faziletli bir ibadeti sana bildireyim mi? Ebû Zerr:
– Evet Ya Resûlullah, anam babam sana feda olsun, dedi. Peygamber Efendimiz:
– Sükûtu tercih et ve güzel ahlâklı olmağa gayret eyle. Sen bunlar gibi (başka bir ibâdet) yapamazsın, buyurmuştur.

Ebû’d-Derdâ’dan da şu şekilde rivâyet edilmiştir:
Resûlullah (s.a.s.) Ebû’d-Derdâ’ya hitâben şöyle buyurmuştur:
– Ey Ebü’d-Derdâ, sana, benzerleriyle Allah’ın rızâsını kazanamayacağın, zahmeti az, sevabı büyük iki şey öğreteyim mi? Devamlı sükût ve güzel ahlâktır, buyurdu.
(Ebû Ya’lâ, el-Müsned, No: 543, VI, 53)

 

Yazan Editör - May 23 2019. Kategori Gündem, Kültür Sanat, Türk İslam. Bu yazıya yapılan yorumları takip edebilirsiniz RSS 2.0. Bu yazıya yorum yapabilir ve geri izlemede bulunabilirsiniz

Yorum yaz

Göndermeden önce alttaki eksik işlemi tamamlayınız. *

Ebed Bizimdir - Kuzey Kafkasya bölgesi ağırlıklı olarak, Türk-İslam coğrafyasından özel haberler, yorumlar ve makaleler.