40 Hadis – Kibir, Tevâzu, Riya ve Haset
Kibir, tevâzu, riya ve hased hakkında hadisler:
1 – “Size Cehennemlik olanları bildireyim mi? Onlar onursuz, sağa sola yalpa yaparak kibir eden kimselerdir.”
(Buhârî, Tefsîr, 68, VI, 72)
2 – “Kibir ve gururdan sakınınız. Zirâ kibir, süslü elbise giyen adamda bulunur.”
(Taberânî, Evsat, 547, I, 329)
3 – “Kalbinde hardal tanesi kadar kibir bulunan kimse Cennet’e giremez.”
(Taberânî, Kebîr, 10001, X, 75)
4 – “Allah için bir derece tevazu eden kimseyi Allâhu Teâlâ da bir derece yükseltir. Ta ki, onu Firdevs cennetinin en yüksek yerine çıkarır. Allâh’a karşı bir derece kibir gösteren kimseyi Allahu Teâlâ alçaltır. Ta ki, onu Cehennem’in en alçak derecesine kadar indirir.
5 – Eğer sizden biriniz, üzerinde kapısı ve penceresi olmayan sert (sağır) bir kayanın içinde bir şey yapsa, insanlardan gizlediği o şey ne olursa olsun, meydana çıkar.”
(İbn-i Mâce, Zühd, 16, II, 1398)
6 – “Allah dört kişiye buğz eder: (Bunlar), çok yemin eden satıcı, kibir eden fakir, zina eden ihtiyar ve zâlim hükümdardır.”
(Nesâî, Zekât, 77, V, 86)
7 – “Müslüman kardeşine karşı alçak gönüllü davranan kimseyi Allah yüceltir. Ve ona karşı üstünlük gösteren kimseyi ise alçaltır.”
(Taberânî, Evsat, 7707, 8, 247)
8 – “Üç kimse vardır ki, onlar sorulmazlar (kendilerine kıymet verilmez ve hiçbir amelleri kabul edilmez):
1- Ululukta Allah ile yarışa kalkışan; çünkü Allah’ın ridâsı büyüklük, izârı da izzetidir.
2- Allah’ın emirlerinden şüphe eden,
3- Allâh’ın, rahmetinden ümit kesen kimselerdir.”
(Taberânî, Kebîr, 789, 18, 307)
9 – Abdullah (r.a.)’dan; Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Ağız eğerek yapmacık konuşan kimseler helâk oldu!”
Bunu Resûlullah (s.a.s.), üç defa tekrar etti.
(Müslim, ilim, 7, III, 2055)
10 – “Kalbinde hardal tânesi kadar iman bulunan bir kimse, ateşe girmez. Kalbinde hardal dânesi kadar kibir bulunan da Cennet’e giremez.”
(Tirmizî, Birr, 61, IV, 361)
11 – “Kim, ameliyle gösteriş yaparsa (süm’a) Allah da onun yapmış olduğu gösterişin cezasını verir.”
(Taberânî, Evsat, 5744, VI, 348)
12 – “Kibirli ve kendinde olmayan şeylerle öğünen kimse Cennet’e giremez.”
(Ebu Davud, Edep, 8, V, 151)
13 – “Bana, Cehennem’e ilk girecek olan üç kişi bildirildi. (Bunlar:) Zâlim hükümdar, Allah’ın hakkını yerine getirmeyen (zekâtını vermeyen) zengin ve kibirli fakirdir.”
(İbn Hibban, Kitabu’l-Menakıb, 7481, 16, 525)
14 – “Kibirden, hıyanetten ve borçtan temiz olarak ölen Cennet’e girer.”
(Tirmizî, Siyer, 21, IV, 138)
15 – “Onurunu koruyarak alçak gönüllü olan, dilencilik (mevkiine) düşmeksizin alçak gönüllü olan, günaha girmeden (meşru yoldan) kazandığı malı doğru yollarda sarf eden, düşmüşlere ve yoksullara acıyan, ilim ve hikmet sahipleri ile kaynaşan kimselere müjdeler olsun.
(Yine buyurdu ki): Kazancı temiz olan, içi dışı pâk olan, ve şerrini insanlardan uzaklaştıran kimseye müjdeler olsun, ilmi ile amel eden, malının fazlasını infak edip sözünün fazlasını tutan kimseye de ne mutlu.”
(Taberânî, Kebîr, 4615, V, 71)
16 – “Biriniz malda, yaratılışta ve evlâtta kendisinden üstü olana (değil), kendisinden aşağı olana baksın.”
(Buhârî, Rikak, 30, 7, 187)
17 – “Sadaka, maldan bir şeyi azaltmaz. Allah’u Teâlâ, bir kulun şerefini (başkalarını) affı sebebiyle mutlaka yükseltir. Allah için tevâzu eden kimseyi de mutlaka yükseltir.”
(Müslim, Birr, 69, III, 2001)
18 – “Allâh’u Teâlâ bana, tevâzû etmenizi bildirdi! Sakın kimse kimseye övünmesin, kimse kimseye zulmetmesin.”
(Müslim, Cennet, 64, III, 2198, 2199)
19 – “Size cennetlik olanları haber vereyim mi? Her zayıf, alçak gönüllü kimsedir ki, eğer Allah’a yemin etse, Allah ona ihsan eder. Size Cehennemlik olan kimseleri de haber vereyim mi? Cefâ (eziyet) eden (vefasız) ve kaba, kibirli olan (büyüklenen) kimsedir.”
(Müslim, Cennet, 47, III, 2190)
20 – “Cennet ile Cehennem, delil getirerek birbirine üstünlük tasladılar.
Cehennem:
– (Ben senden üstünüm, çünkü) cebbarlar (zor kullananlar,zorbalar), mütekebbirler (büyüklenenler) hep bendedir dedi,
Cennet:
– (Hayır ben daha üstünüm, çünkü) mütevâzı’ (alçak gönüllü) Müslümanlar ve yoksullar bendedir, dedi.
Allâh’u Teâlâ, aralarında şöyle hükmetti:
– Ey cennet, sen benim rahmetimsin, dilediklerime seninle rahmet ederim.
– Ey Cehennem, sen de benim azâbımsın, dilediğime seninle azâb ederim. Her ikinizi de doldurmak bana âittir.”
(Müslim, Cennet, 36, III, 2187)
RİYÂ (İKİ YÜZLÜLÜK, GÖSTERİŞ, SAHTE DAVRANIŞ) HAKKINDA HADİSLER
21 – “Münafığın üç alâmeti vardır: Konuştuğu zaman yalan söyler, sözünde durmaz ve kendisine bir şey emanet edildiğinde emanete hıyânet eder.”
(Buhârî, iman, 24, I, 14)
22 – “Dört şey var ki, (bunlar) kimde bulunursa hâlis (gerçek,noksansız) münâfıktır. Kimde bunlardan bir tânesi varsa onu terk edinceye kadar, nifaktan (Münafıklıktan) bir hasleti (huy, özellik) vardır. (Bunlar:) Konuştuğu zaman yalan söyler, antlaştığı vakit antlaşmayı bozar, söz verdiği zaman sözünde durmaz, düşmanlık ettiği zaman aşırı gider.”
(Müslim, iman, 106, I, 78)
23 – “Münafık, iki sürü arasında dolaşan (yabancı) bir koyun gibidir, bazen bu sürüye, bazen de öteki sürüye gider.”
(Müslim, Sıfatu Münafikîn, 17, III, 2146)
24 – “İnsanların en fenası, birine ayrı, diğerine de ayrı görünen iki yüzlü insanlardır.”
(Buhâri, Ahkam, 27, VIII, 115)
25 – “Dünyada iki yüzlü olanlar, kıyâmet gününde, ateşten iki yüzlü olduğu hâlde diriltilecektir.”
(Buhârî, Edep, 52, VII, 87)
26 – “Dünyada iki yüzlü olanın, Kıyâmet gününde ateşten iki dili olacaktır.”
(Ebû Dâvud, Edep, 39, V. 191)
27 – “(Dünyâda) iki dilli olan, yâni birine ayrı, diğerine ayrı konuşan kimseye, kıyâmet gününde Allâh’u Teâlâ, ateşten iki dil verecektir.”
(Taberânî, Evsat, 8880, IX, 409)
28 – Ebû Saîd (r.a.)’den; biz Mesih Deccal’dan bahsederken Resûlullah (s.a.s.)çıkageldi ve:
– Bana göre Deccal’dan daha korkuncunu size bildireyim mi? buyurdu.
Biz de: – Evet, bildir yâ Resûlullah, dedik.- Resûlullah (s.a.s.):
– Gizli şirktir. O da, namaz kılan adamın, başkası görüyor diye namazını gösteriş için süslemesi (daha ağır kılması) dır-buyurdu.
(İbn Mâce, Zühd, 21, II, 1406)
29 – “Allâh’u Teâlâ, sizin için üç (şey)den râzı olur ve size üç (şey)den dolayı kızar.
Razı olduğu şeyler:
1- Ona ibâdet edip şirk (ortak) koşmamanız,
2- Toplu olduğunuz hâlde Kur’an’a sarılıp tefrikadan kaçmanız,
3- Allâh’u Teâlâ’nın başınıza âmir kıldığı kimselerin sözünü dinlemenizdir.
Kızdığı şeyler:
1- Dedikodu,
2- Lüzumsuz yerlerde malı israf,
3- Fazla soru sormaktır.”
(Ahmed b. Hanbel, II, 367)
30 – “Ümmetim için korktuğum şeylerin en korkuncu Allah’a şirk (ortak) koşmaktır. Dikkat edin, ben, güneşe taparlar, aya taparlar, puta taparlar demiyorum. Ancak Allah’tan başkası için yapılan ameller ve gizli şehveti (kastediyorum).”
(İbn Mâce, Zühd, 21, II, 1406)
31 – “Bana ancak mü’min olan kimse muhabbet eder, ve bana ancak münâfık olan kimse buğz (nefret, içten düşmanlık) eder.”
(Nesâî, ‹man, 20, VIII, 117)
32 – Ebû Mûsâ (r.a.)’dan, Resûlullah (s.a.s.):
Bir adamın (diğer) bir adamı övdüğünü ve övmede de çok ileri gittiğini işitince:
“Siz (adamı) helâk ettiniz veyâhut da adamın belini kırdınız”, buyurdu.
(Buhârî, Edep, 54. VII, 87)
HASED (KISKANÇLIK, ÇEKEMEMEZLİK) HAKKINDA HADİSLER
33 – “Allah yolunda katlandığı toz ile Cehennem alevi, bir kulun içinde birleşmez. İman ile hased de bir kulun içinde yerleşmez.”
(İbn Hibban, X, 466)
34 – “Bir koyun ağılına giren iki aç kurdun onlara zararı,hased ve mala düşkünlüğün Müslümanın dinine verdiği zarardan daha çok değildir.”
(Tirmizî, Zühd, 43, IV, 588)
35 – “Size, sizden evvelkilerin hased ve düşmanlık hastalığı sirâyet etti. İşte bu, tıraş edip kazıyandır. Saçları tıraş eder demiyorum fakat dini (meziyetleri) kazıyıp kökünden yok eder.
Beni yaşatma ve öldürme kudretine sahip olan (Allah)’a yemin ederim ki, iman etmedikçe Cennet’e giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de mü’min(-i kâmil) olamazsınız.
Bunu size sağlayacak şeyi size haber vereyim mi? Aranızda selamı çoğaltın.”
(Tirmizî, Kıyame, 56, IV, 664)
36 – “Ateş odunu yediği (yaktığı) gibi, hased de iyilikleri yer (yok eder). Su, ateşi söndürdüğü gibi sadaka da kötülükleri söndürür (yok eder). Namaz mü’minin nurudur. Oruç da Cehennem’denkoruyan bir siperdir (kalkandır).”
(İbn-i Mâce, Zühd, 22, II, 1408)
37 – “Birbirinize hiddetlenmeyin, düşmanca davranmayın, birbirinize hased etmeyin, kıskanmayın, birbirinize arka çevirmeyin:
Ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helâl olmaz.”
(Buhârî, Edep, 57, VII, 88)
38 – “Benden önceki ümmetlerde Allah’ın gönderdiği hiçbir peygamber yoktur ki, ümmetinden ona uyan havârileri, sünnetini kabûl eden ve emirlerine uyan adamları olmasın.
Bunlardan sonra yapmadıklarını söyleyen, emredilmedikleri şeyleri işleyen kimseler gelir. Kim ki bunlarla eli ile mücâdele ederse, o mü’mindir, ve kim ki diliyle mücadele ederse mü’mindir ve kim ki onlarla kalbiyle mücâdele ederse o da mü’mindir. İşte, bunun ötesinde imandan bir hardal tanesi kadar bir şey yoktur.”
(Müslim, iman, 80, I, 70)
39 – “İnsanlar, hasedlik yapmadıkça hayır üzeredirler.”
(Taberânî, Kebîr, 8157, VIII, 309)
40 – “Sû-i zandan (yersiz töhmetten, kötü zandan) sakınınız, zira sû-i zan, sözlerin en yalanıdır, (aranızda) câsusluk yapmayın, gizli hâller ve kusurları araştırmayın, düşmanlık etmeyin, birbirinize hased etmeyin, birbirinize hiddetlenmeyin, birbirinize düşmanlık etmeyin. Ey Allah’ın kulları, Allah’ın size emrettiği gibi kardeş olun. Müslüman, müslümanın kardeşidir; ona zulmetmez, ona yardımı kesmez, onu hor görmez. -Göğsüne işâret ederek:- Takvâ işte buradadır,
takvâ işte buradadır, takvâ işte buradadır. Müslüman kardeşini hor görmek, şer (kötülük) bakımından kişiye yeter. Her Müslümanın, diğerine kanı, ırzı ve malı haramdır.”
(Buharî, Edep, 57, 58, VII, 88, 89; Müslim, Birr, 32, III, 1986)