Cihada Karşı Pezevenklik (Harun YÜKSEL)
Merhum Harun Yüksel ağabeyin, Oğuz Gürses müstear ismiyle yazmış olduğu 09/12/2010 tarihli yazı.
AB-D EMPERYALİZMİNİN SON ÇARESİ: CİHADA KARŞI PEZEVEKLİK
AB-D Müslümanlardaki cihad şuurunu bulandırmak, şehidlik arzusunu söndürmek için her yıl milyarlarca dolar harcıyor…
Bunun için…
Ferdî/kişiye özel veya içtimaî/toplu olarak, zihinleri kontrol altına almaya çalışıyor…
Bu konuda hergün yeni teknik ve taktikler üretip insanlar üzerinde deniyor ve anketler ve gözlemler vasıtasıyla da, bunların etkili olup olmadıklarına kontrol ediyor…
Müslümanları, Allah Resûlü’nün gösterdiği doğru yol / Ehl-i Sünnet’ten saptırmak, onun tamamladığı “güzel ahlâk”tan uzaklaştırmak için…
İçki, kumar, fuhuş, uyuşturucu, futbol taraftarlığı, uyuşturan müzikler, her türden boş lâf ve boş işler (magazin, dedikodu) gibi ne kadar şeytanî tuzak varsa, hepsini birden kuruyor/kullanıyor..
Maksat; Müslümanları, Hedonizm bataklığında boğarak İslâm’dan uzaklaştırmak…
Bu olmazsa…
Müslümanları doğru yol / Ehl-i Sünnet anlayışından koparıp, abuk sabuk anlayış/mezhep/tarikatlara yönlelendirmek için emrindeki binlerce teolog, psikolog, sosylog, şarlatan hoca, sahte şeyh, dandik müridlere oluk oluk para akıtıyor…
Ama ne yapsa olmuyor…
Emperyalizmin küresel saldırısına karşı küresel cihad, İslâm’ın adalet kılıcı olarak, her gün yeni mevziler ve zaferler kazanarak büyüyor…
“Güneş yenilenmez göz yenilenir” (*) düsturuna uygun olarak…
Doğru Yol/Ehl-i Sünnet’in yer yer hasarlanmış/pörsümüş anlayışı Büyük Doğu-İbda ismiyle tecdid olunarak/yenilenerek, bir güneş gibi yeniden doğuyor….
Hedefi açık…
Küresel Adalet, küresel barış, küresel kardeşlik, küresel güvenlik, küresel refah için:
Küresel iktidar…
Şeytan’ın çöken “Yeni Dünya Düzeni”ne karşı; İslâm’ın “Yeni Dünya Düzeni”…
***
Zamanı gelmiş bir fikrin iktidarını, hiçbir gücün engeleyemeyceği çok kişi tarafından bilinen bir gerçekse de…
Huylunun huyundan vazgeçmeyeceği de, bir başka gerçek…
AB-D emperyalizmi, gücünün en son sınırına vardığı için hızlı bir çöküş sürecine girmiş olsa da…
Umutsuzca çırpınmaya devam ediyor…
İşte bunun son örneği şu haber:
Cihada Karşı “Umutsuz Ev Kadınları”
Wikileaks’ten sızan belgelere göre Amerikan dizileri ve şovları Suudi gençleri cihattan soğutma konusunda ABD propagandasından daha başarılı oluyor.
Guardian gazetesinde yayımlanan belgelere göre, Suudi Arabistan’daki Amerikan kaynakları, Cidde’deki Amerikan elçiliğine, “Umutsuz Ev Kadınları ve David Letterman ile Geceyarısı Şovu gibi programlar, gençlerin cihadı reddetmelerinde, yüzmilyonlarca dolarlık Amerikan propagandasından daha etkili oluyor” doğrultusunda rapor gönderdi.
Suudi Arabistan’ın MBC 4 kanalında sansürsüz ve Arapça alt yazılı yayınlanan bu tür programların, krallığın radikal unsurlara karşı “fikir savaşı”nın bir parçası olarak yayınlandığı belirtiliyor.
“David Letterman: Etki Ajanı” başlıklı gizli bir yazıda, bu programların Washington’ın ana propaganda cihazı olan, ABD tarafından finanse edilen El Hurra haber kanalından daha etkili olduğuna işaret ediliyor.
Belgelerde diplomatlar, Eva Longoria, Jennifer Aniston ve David Schwimmer gibi ünlülerin cazibesinin, bu programları yayınlayan ticari televizyonun etkisinin El Hurra’dan daha çok olacağını gösterdiğini ifade ediyorlar.
2009 tarihli bir yazıda “Suudiler artık dış dünyayla çok ilgileniyorlar ve herkes becerebilirse ABD’de eğitim görmek istiyor. ABD kültüründen daha önce hiç olmadığı kadar etkileniyorlar” deniliyor. ] (TRT, 08.12.2010)
Bu haberin özeti şu: AB-D emperyalizmi’nin son çaresi; cihada karşı pezevenklik…
Namusa karşı fuhuş…
Ahlâka karşı ahlâksızlık…
İnsan onuruna karşı kirli para…
İnsanca yaşamaya karşı lüks, şatafat ve sefehat/hedonizm…
Böyle bir savaşı sizce hangi taraf kazanır?..
Dipnot:
*[ – İslâm yenilenmez. Anlayışı yenilemek gerekir.
– Anlayış mı?.. Nurun aynadaki aksi… Aynayı yenilemek…
– Güneş yenilenemez, Göz yenilenir.
– İslâm, başı ve sonu olmayan ebedî yeninin ismi… Ona her ân biraz daha nüfuz etmektir ki, yenilik…
– “Bir günü bir gününe eş geçen aldanmıştır” hadisindeki sonsuz hikmettir ki, yeninin ve yeniliğin sırrını getirmiştir.
(…)
– Emevî ve Abbasî devrelerini takip ederek Türk’ün eline geçen İslâmî devlet livası, 600 küsur yıllık gerçek devlet hayatının ancak 250 senesinde böyle bir nesle yataklık etmiş, ondan sonra 300 yıl korkunç bir aşk ve üstün anlayıştan yoksunluk çığrına girmiş, 100 küsur senedir de, aynı ham yobaz ve kaba softa idrakinin tersine dönük şekliyle bütün cehdini İslâm’a karşı çıkmakta bulmuştur.
– O gün bugündür ki, nesillere kahraman diye tanıtılanlar, İslâm’dan tiksinmenin fikrî ve fiilî icracıları olmuştur.
– İslâmı, zatından zerre feda etmeden olanca saffet ve asliyetiyle kucaklayabilecek ve nefslerinde yenileyecek nesillerin böylece köküne kibrit suyu dökülmeye başlanınca din ihtiyacından büsbütün kurtulamayan muvâzaacı mizaçlar her tarafta işi reformculuğa dökmüş; ve olduğu gibi bir İslâm yerine, oldurulmak istenildiği tarzda bir İslâm’a kapı açmaya bakılmıştır.
– Reformcu, İslâm’ı şu veya bu görüş ve mezhep lokomotifine bağlamak, onu zatına ve aslına göre değil, kendi şahsî nefsine ve idrakine iliştirmeye kalkmak, böylece çürük gördüğü bir binayı kendince payandalamaya yeltenmek bakımından, İslâma cepheden zıt olanlardan daha tehlikelidir; ve İslâmı kalb ve göz yenilenmesi yoluyla koruyacak olan nesil, cemiyet dairesi içinde kendisine üç düşman tanıyacaktır; aşksız ham yobaz, duygusuz kâfir, nasipsiz reformcu… Yani ruhu, kör nefsinde kabuklaştıran, büsbütün inkâr eden ve ikisi arasında arabuluculuğuna kalkışan…
– İslâm, 500 yıl kılıcını elinde tutan Türkiye’de bozuldu ve her yerde altüst oldu. Bu, ancak Türkiye’de düzelirse her yerde sağlığa kuvuşabileceğine ait İlâhî bir ihtar…
– İslâmı yenileyecek olan nesil, bu ruh ve madde felâketleri Türkiye’sinde son ve som, hepçi ve bütüncü tepki hâlinde zuhur etmekle mükellef…
– Bunca zevalin ardından ancak kemâl çığırı açılabilir…] Bkz: Necip Fazıl Kısakürek, Akıncı Güç kadrosuna ithaf: İSLAMI YENİLEMEK, İdeolocya Örgüsü, Büyük Doğu Yayınları, İstanbul.
Kaynak: http://millibirlikruhu.blogspot.com/