İngiliz İstihbarat Belgelerinde KKC, Azerbaycan, Enver Paşa

Bu belge Britanya Hükümeti’ne aittir.

SECRET                  SİYASİ İSTİHBARAT RAPORU, DIŞİŞLERİ BÜROSU
G.T. – 6145             Özel 2

KUZEY KAFKASYA CUMHURİYETLERİ İLE AZERBAYCAN VE ENVER PAŞA’NIN ORALARDAKİ POLİTİKASI HAKKINDA MUHTIRA

1. Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti geçen yaz, Rusya’daki devrimle birlikte Rusya’nın askeri kontrolünden yavaş yavaş çıkıp özgürleşen Dağıstanlı dağlı kabileleri tarafından kuruldu. Kabileler herhangi bir merkezi yönetim kurmanın imkânsız olduğu vahşi (sert mizaçlı) ve parçalı (dilsel ve coğrafi olarak) kabileler halindeydiler. Hükümetin tek organı olan bizim hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığımız delegasyon geçen yaz İstanbul’a gitti ve muhtemelen hala orada. Delegasyon, Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti’nin, sadece Rus ve Ukrainlerin yaşadığı Terek ve Kuban Kozakları’nın toprakları da dahil olmak üzere geniş bir bölgede hak iddia ediyor. Fakat Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti’nin otoritesi sadece Kuzeydoğu Kafkasya’da Dağıstan’ın Sünni Müslüman kabileleri tarafından tanınıyor.

Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti ve delegasyon, Türkler ve çeşitli de facto bağımsız olan Dağıstanlı kabileler arasındaki ilişkiler açısından önemlidir.

2. Azerbaycan Cumhuriyeti geçen Mayıs’ta, geçici Transkafkasya Hükümeti parçalanınca kuruldu. Nüfus (Ruslar, Kafkasya Tatarı demektedir) Türkçe konuşmaktadır. Diyalektleri Fars Azerbaycan’ı ile aynıdır ve Osmanlı’ya yakınca ilişkilidir. 19. YY’ın 30’lu yıllarında Rusya’nın Fars işgalleri döneminde iki Azerbaycan ayrıldı. Savaş döneminde ve Çarlık yıkılınca şüphesiz nihayet tekrar Rusya’nın altında birleşebilirlerdi. Aralarındaki sınır yapaydır. Şimdiki Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti, devrimin başlarında kurulan Tatar Ulusal Konseyi’nin içinde ve Tatar yerleşimciler elinde gelişti. Tatar yerleşimciler, Bolşeviklerden nefret ettiği gibi Karabağ ve Erivan’da karışık nüfusun bulunduğu bölgelerde ulusal iddialarının çatıştığı Ermenilerden de nefret ediyorlardı. Turancılar ve İslamcıların, ortak ve çatışmayan çıkarları bulunan Türklere eğilimleri vardı. Devrimin başlarında Dağıstanlılar tarafından çok iyi karşılanmamışlardı (Dağıstanlılar, Türk dili konuşmuyorlar ve onların egemenliğine girmekten korkuyorlardı). Fakat Türklerin etkisi ve Bakü’deki İngiliz ve Ermeni tehdidinin ortaya çıkması ortak bir tehditti ve bunlar onları birlikte olmaya itmiş olmalı.

Farslara da yakınlar. Fars egemenliğinde yaşarlarken uzun süre Fars kültürünü benimsediler. Ayrıca Rusya egemenliğindeyken özellikle Bakü’de Batı metot ve fikirlerini aldılar. Hiçbir zaman Farslar ile birleşmek istemediler aksine sürekli Fars Azerbaycan’ının ayrılmasını ve birleşerek Türkiye ile yakın ilişki içerisinde bağımsız bir devlet kurmak istediler.

3. Türkiye ile İlişkiler: Kafkasya Müslümanları genel olarak geçen yüzyılın Türk-Rus savaşlarında Rusların başına bela oldular (özellikle 1877-1878 savaşlarında) ve savaşlar boyunca, devrimin de imkân vermesiyle, Türkler ajan göndererek Dağıstan ve Azerbaycan’daki isyanlara karışmıştır. Türklerin bu yaz Kafkasya içindeki ilerlemesi onlarla doğrudan ilişki kurmasını sağlamıştır. Eğer 1918 Haziran’ındaki ilhak ettikleri toprakları ellerinde tutabilselerdi bu ilişkiler kalıcı olabilirdi.

Şu anda Fars ve Rus Azerbaycan’ının çoğu Türk orduları tarafından işgal edildi. Türkler, askeri danışman (bir tane finans uzmanı dâhil) ve Almanların Baltıklar ve Ukrayna’da yaptığı gibi sözleşmeli askerleri bölgeye gönderdi. Bakü, Türk ve Türklerin liderliğindeki Azerbaycanlılardan oluşan birlikler tarafından ele geçirildi. Rus Azerbaycanlıları Bakü’nün onların başkenti olduğunu iddia ediyor (yani kozmopolit bir şehir) ve Almanların Bolşevikler ile antlaşma yapıp Bakü’nün statüsünü Türklerden daha çok Ruslara garanti ettiğinden beri Türkler ve Almanlar arasındaki anlaşmazlığın kaynağı. Türkler, dünyanın en zengin şehirlerinden biri üzerinde doğrudan kontrol sahibi olacağından dolayı doğal olarak Azerbaycanlıların iddiasını desteklemektedirler.

4. Enver Paşa’nın tasarımları: Bulgaristan teslim olunca İttihat Terakki Cemiyeti için yapılacak iki şey kalmıştır; ya Köstence’ye gemiyle geçip İsviçre’deki birikmiş paralarını geri almak ya da İstanbul’da ölümüne savaşmak. Fakat Enver’in 3. bir yol üzerinde tasarımları olduğu yönünde göstergeler var; Doğu Kafkasya’ya geri çekilmek ve 1912’deki Lozan Antlaşması’ndan sonra Trablusgarp içlerindeki ününden faydalanarak gerilla savaşı vermek. Azerbaycan Cumhuriyeti İran’daki İngiliz yetkililerine ve Türk Bakan Fuat Selim’e eşlik eden İstanbul’daki Azerbaycan Heyeti, İsviçre’deki İngiliz yetkililere tanınma yolunda dilekte bulundular. Tekrar Türkler, Fars veliaht prensine (eski Fars Azerbaycan’ını yöneten lider) birleşik Azerbaycan’ı Türk koruması altında yönetmesi adına söz verdiler. Türkler aynı zamanda Tahran’da, İngilizlerin Fars Azerbaycanı’nın Türkiye’ye ait olmasını istedikleri yönünde söylenti yaydılar. Daha sonra bu söylenti Azerbaycan ve Dağıstan’ı tek devlet altında birleştirme niyetleri olduğu yönünde yayıldı. Türklerin ilk amacının Majesteleri Hükümeti’ne Rus Azerbaycanı’nın tanınması yönünde blöf yapmak olduğu ve daha sonra Türk kontrolü altında Dağıstan, Azerbaycan ve Fars Azerbaycan’ı birleştirmek (sahte plesibite yaparak) olduğu anlaşılmaktadır. Fakat tuzağa düşmemeliyiz (bize bunu yaparak zor kazanabilirler) ve Türkler muhtemelen bölgeyi ellerinde kuvvet kullanarak tutabileceklerini tahmin etmektedirler. Onların doğal savunması kuzeyde Kafkasya bölgesinde ve Dağıstan burçlarında, batıda Karabağ dağlarında, güneyde Fars Azerbaycan’ı tepelerinde ve Gilan tepelerinde Şahsevenler ve anti-İngiliz Jangallar gibi Türkçe konuşan gerillaların yaşadığı yerlerde olağanüstü güçlü durumda. Bölge Azerbaycan’daki petrol ve endüstri ile üzerinde hâkimiyet için dağlı halkların kavga ettiği Kura ve Aras ovalarının tarım toprakları yüzünden kendine yetebilen bir bölgedir. Bölge, Suriye ve Mezopotamya’daki İngiliz kuvvetleri için özellikle ulaşılamaz bir durumdadır. Türk, Ermeni ve Kürtlerin yaşadığı vahşi bölgelerden geçmek aylar alabilir ve etkili iletişim kurmak yıllar alabilir. Diğer taraftan bölge İstanbul’a tamamen açık durumdadır. Karadenizde’ki Batum ve Poti limanlarından Bakü ve Tebriz’e giden demiryolları açık ve bu demiryolları Türk-Alman kontrolü altındadır. Karadeniz ve Boğazlar da müttefik kuvvetlerine açık durumda. Avrupa Rusya’sı demiryollarına gelirsek sadece Bakü’den Hazar kıyıları boyunca işliyor ve henüz bitmiştir. Ancak Dağıstanlı kabilelerin kontrolü altındadır.

5. Bu düşünceler, Boğazlar düşmek üzereyken İstanbul’da uygun bir anda kukla hükümet tarafından alınmış, İttihat Terakki Cemiyeti’nin (veya herhangi bir oranda Enver’in) politikaları olmalı ve daha sonra oyun bitmek üzereyken Batum’a gemiyle geçilmiştir. 1912 Trablusgarp kampanyası propaganda olarak büyük bir başarıydı. İstanbul’dan denizaltı ile yeni bir görev ile Senusi götürülmüştü. Bu harekât savaş boyunca Avrupa prestiji sallanırken (özellikle İtalya’nın ilgisizliğiyle) Müslüman Afrika’da Türk bozgununun ortaya çıktığı Asya’nın Arap illerindeki Pan-İslamik hareketi koruyacaktır.

Azerbaycan’daki kampanyanın planı Müslüman dünyanın geri kalanındaki kuzeydoğu bölgelerinde benzer küçük tasarımlar yapmaktır. Ve dışarıdan bakınca daha umut verici. Rusya’nın yıkılışı Orta Asya’da, Afrika’da İtalya’nın geri dönüşünden daha büyük siyasi etkiler ortaya çıkarmıştır. Suriye ve Mezopotamya’daki Türk yenilgilerinin Türk prestijine verdiği kayıp ile Azerbaycan ve Türklerin kazanacağı zaferlerin getireceği prestij aynı boyuttadır. Azerbaycanlılar, Türklere Trablusgarp Arapları gibi sadece İslami olarak da değil aynı zamanda ulusal ve dilsel olarak da bağlılar. Son zamanlarda önemi ortaya çıkan Turan hareketi gibi. Yukarı tüm anlatılanlar, Rusya’nın yıkılmasıyla ortaya çıkan anarşinin verdiği imkan ile Türklerin bölgeyi dizaynı olarak görülmektedir. Dağıstan’ın işgali Rusya’ya yüzyıl kötü bir savaş bedeli olarak geri döndü. Bu çalışma (Türklerin dizaynı) bir yılda yapıldı ve kabileler tekrar özgür durumdalar. Türkler ekipman yardımı yaptılar, onlara liderlik ettikler, bütün gelenlere kendi ajanlarını gönderdiler. İttihat Terakki Cemiyeti aslında oyunu bırakmadı. Savaş, boğazların ve Osmanlı İmparatorluğu kısmının açılmasına neden olabilir. Ancak bu eski çağdaşlaşma kuvvetleri ve Avrupa’nın elinde tuttuğu geniş Müslüman dünya üzerindeki bağları tarafından zayıflatıldı. Belki orada Enver için dünyada bir oda olabilir.

Mehmet UYAR

 

Yazan Mehmet UYAR - Haz 30 2020. Kategori Dünya, Gündem, Politika, Türk İslam, Yazarlar. Bu yazıya yapılan yorumları takip edebilirsiniz RSS 2.0. Bu yazıya yorum yapabilir ve geri izlemede bulunabilirsiniz

Yorum yaz

Göndermeden önce alttaki eksik işlemi tamamlayınız. *

Ebed Bizimdir - Kuzey Kafkasya bölgesi ağırlıklı olarak, Türk-İslam coğrafyasından özel haberler, yorumlar ve makaleler.