40 Hadis – Merhamet

Kırk Hadiste Merhamet

Allah mahlûkatı yarattığı vakit; kendi nezdinde arşın üstünde bulunan
kitabına “Rahmetim, gazabıma üstün geldi” diye yazdı.
(Buhârî, Tevhid, 15, 22, 28, 55; Müslim, Tevbe, 14-16)

Rabbiniz gerçekten çok merhametlidir. Kim içinden bir iyilik yapmayı geçirir de onu
yapmazsa, ona bir iyilik sevabı yazılır. Eğer onu yaparsa, on katından yedi yüz katma hatta kat kat fazlasına kadar iyilik sevabı yazılır. Kim de içinden bir kötülük yapmayı geçirir de onu yapmazsa, ona bir iyilik sevabı yazılır. Eğer onu yaparsa, bir kötülük günahı yazılır veya Allah onu siler.
(Dârimî, Rikâk, 70)

Bu, Allah’ın kullarının kalplerine yerleştirdiği merhamettir ve Allah,ancak merhametli kullarına rahmet eder.
(Müslim, Cenâiz, 11; Buhârî, Merdâ, 9)

Allah Teâlâ rahmetini yüz parçaya ayırdı. Doksan dokuzunu kendi yanında tuttu,
bir parçasını ise yeryüzüne indirdi. İşte bu bir parça rahmet sebebiyle bütün canlılar
birbirine merhamet ederler. Hatta kısrak (emzirirken) yavrusuna basıp da
zarar verir korkusuyla ayağını kaldırır.
(Buhârî, Edeb,19; Müslim, Tevbe, 21)

Allah Teâlâ, yeri ve gökleri yarattığı gün yüz rahmet yarattı. Her bir rahmet, yerle gök arasını dolduracak kadardır. Bu yüz rahmetten yeryüzüne bir tek rahmet indirdi ki, bu sayede anne yavrusuna, yabani hayvanlar ve kuşlar da birbirine merhamet ederler. Kıyamette ise O, bu rahmetin tamamı ile kullarına merhamet eder.
(Müslim, Tevbe, 21)

İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez.
(Buhârî, Tevhid, 2)

Bir adam yanındaki çocukla Hz. Peygamber (s.a.s.)’e geldi. Adam çocuğu bağrına basıyordu. Hz. Peygamber (s.a.s.): “Ona karşı merhametlisin değil mi?” diye sorunca adam: “Evet” dedi.
Bunun üzerine O (s.a.s.): “Allah, ona karşı senden çok daha merhametlidir.
O, merhametlilerin en merhametlisidir” buyurdu.
(Buhârî, Edebül-Müfred, 137)

Yüce Allah “Ben, merhametlilerin en merhametlisiyim. Bana hiçbir şeyi ortak koşmayanlan cennetime koyun!” buyurur ve bunun üzerine onlar cennete girerler.

(Ahmed. b. Hanbel, Mûsned, 1. 4)

Çölde yaşayan Araplardan bazılan Resulullah’ın (s.a.s.) yanına geldiler;
(Onun çocuklan öpüp sevdiğini görünce):
– Siz çocuklarınızı öpüyor musunuz? dediler. Hz. Peygamber (s.a.s.):
– Evet, cevabını verince onlar:
– Ama biz vallahi çocuklan öpmeyiz, dediler. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (s.a.s.):
– Allah, sizin kalbinizden merhameti söktüyse, ben ne yapabilirim, buyurdu.
(Müslim, Fedâil, 64)

Akra’ b. Hâbis Hz. Peygamber (s.a.s.)’i torunu Hasan’ı öperken görünce : “Benim on çocuğum var, onlardan birini bile öpmedim” dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.s.): “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.” buyurdu
(Müslim, Fedâil, 65)

Allah Teâlâ bazı şeyleri farz kılmıştır, onları koruyunuz! Bazı sınırlar (yasa/klar) koymuştur; onlan aşmayınız! Bazı şeyleri haram kılmıştır, onlara da yaklaşmayınız.
Bazı şeyleri de, unuttuğu için değil, size merhametinden dolayı onlardan
söz etmemiştir, onlan da soruşturmayın.
(Hâkim, Müstedrek, IV 115)

Ben Muhammed’im, Ahmed’im, (peygamberlerin izinden giden) Mukaffî’yim,
(insanlan etrafına toplayan) Hâşir’im, tevbe peygamberiyim, rahmet peygamberiyim.
(Müslim, Fedâil, 126)

Ben lanetçi olarak gönderilmedim. Ben ancak rahmet olarak gönderildim.
(Müslim, Birr, 87)

Ben bazen uzatmak niyetiyle namaza başlarım. Fakat bir çocuğun ağlayışını duyar ve
annesinin ona düşkünlüğünü bildiğim için namazı kısa tutarım.
(Müslim, Salât, 192)

Ey Allah’ım! Ben kendime çok zulmettim, günahlan ancak sen bağışlarsın. Mağfiretinle beni bağışla ve bana merhamet et. Şüphesiz sen çok bağışlayan ve çok merhamet edensin.
(Tirmizî, Daavât, 96)

Allahım! Bizi bağışla, bize merhamet eyle, bizden razı ol, (amellerimizi) kabul eyle,
bizi cennetine koy, bizi cehennemden kurtar ve bizim her halimizi ıslah eyle.
(Îbn Mâce, Duâ, 2)

Sizden biriniz yatağına girdiğinde, şöyle dua etsin:
“Rabbim! senin adınla yan tarafıma uzandım, senin adınla da kalkarım.
Eğer ruhumu alırsan, bana merhamet et. Eğer ruhumu geri verir (uyandırır)sen,
salih kullarını koruduğun gibi beni de koru!
(Buhârî, Daavât, 13; Müslim, Zikir, 64)

Biz Resûlullah’ın (s.a.s.) oturduğu bir mecliste tam yüz defa şöyle dediğini sayardık:
“Rabbim beni bağışla, tövbemi kabul et; çünkü sen tövbeleri çok kabul edensin,
çok merhamet edensin.”
(Ebû Dâvûd, Vitr, 26; Tirmizî, Daavât, 39)

Sizden biri sakın “Allahım dilersen beni bağışla, Allahım dilersen bana merhamet et”
demesin. İstediğini kararlı olarak istesin. Çünkü Allah için hiç bir zorlayıcı yoktur.
(Buhârî, Daavât, 21)

Müminler birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet etmede ve birbirlerine şefkat göstermede tek bir vücut gibidir. O vücudun bir organı acı çektiğinde, bedenin diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşırlar.
(Müslim, Birr ve Sıla, 66; Buhârî, Edeb, 27)

Merhamet, ancak katı kalpli kimselerden çekilip alınır.
(Ebû Davud, Edeb, 58; Tirmizî, Birr ve Sıla, 16)
Merhametlilere Rahman merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki
göktekiler de size merhamet etsin!
(Tirmizî, Birr ve Sıla, 16; Buhârî, Edeb, 13)

Cennetlikler üç kısımdır:
1. Adaletli, yardımsever ve başarılı yetki sahibi, 2. Her akrabaya ve Müslümana karşı
yufka yürekli, merhametli kişi, 3. İffetli, namuslu, çoluk çocuk sahibi olan kişi.
(Müslim, Cennet, 63)

Sattığı zaman kolaylık gösteren, satın aldığı zaman kolaylık gösteren ve hakkını isterken kolaylık gösteren kula Allah merhamet eylesin.
(İbn Mâce, Ticaret, 28)

Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.
(Tirmizî, Birr ve Sıla, 15)

Kimin üç kızı olur da onlan barındırır, ihtiyaçlarını karşılar,
onlara merhametle davranırsa, cenneti hak eder.
(Buhârî, Edebü’l’Müfred, 41)

Allah şu üç özelliği taşıyan kimseye himayesini artırır ve onu cennetine koyar:
Güçsüzlere yumuşak davranmak, ana babaya şefkat etmek ve elinin altında bulunanlara iyi muamele etmek.
(Tirmizî, Sıfatü.’l-Kıyâme, 48)

Allah Refîk’dir (yumuşaklıkla davranır) ve yumuşaklıkla davranmayı sever.
Sertlik ve başka şeyler için vermediğini rıfk için verir.
(Müslim, Birr ve Sıla, 77)

Bir kimse yumuşak davranmaktan mahrumsa, hayırdan da mahrumdur.
(Müslim, Birr ve Sıla, 76)

Resûlullah (s.a.s.) hutbesinde sadaka vermeye teşvik eder,
müsle (canlıların organlarını kesip-parçalayarak öldürme)yi de yasaklardı.
(Nesâî, Tahrimu’d-dem, 10)

Allah her şeye karşı iyi-gûzel davranmayı emretti.
(Müslim, Sayd ve Zebâih, 57)

Merhamet edin ki, size de merhamet edilsin. Bağışlayın ki, Allah da sizi bağışlasın.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, II. 219)

Her ağacın bir meyvesi vardır. Kalbin meyvesi de çocuktur. Allah çocuğuna merhamet etmeyene merhamet etmez. Beni yaşatan Allah’a yemin ederim ki, cennete ancak merhametliler girer. Biz “Ey Allah’ın Resulü, hepimiz (çocuklarımıza) merhamet ederiz.” dedik. Bunun üzerine o şöyle buyurdu: “Sizden birinizin merhameti, yanındakilere merhamet etmesi değildir, asıl merhamet tüm insanlara merhamet etmesidir.
(Heysemî, Mecmua’z-zevâid, VIII, 187)

Bir kadın, doyurmadığı, yerdeki börtü-böcekle karnını doyurması için salmayıp bağlayarak açlıktan ölümüne sebep olduğu kedisi yüzünden cehenneme girdi.
(Müslim, Birr- ve Sıla, 135)

Hiçbir canlıyı atış için hedef yapmayın!
(Müslim, Say d ve Zebaih, 58)

Sûrâka b. Cu’şûm der ki: Resûlullah’a (s.a.s.) “kendi develerim için çevirdiğim havuzuma gelen kayıp develeri sularsam bana bir ecir var mı?” diye sordum, şöyle buyurdu:
“Evet, ciğeri kavrulan (her canlıya) yapılan iyilikten dolayı sevap vardır.”
(İbn Mâce, Edeb, 8)
Enes b. Mâlik’in torunu Hişam anlatmaktadır: ‘Dedem Enes b. Mâlik ile birlikte Hakem b. Eyyub’un mahallesine girdim. Bir de gördük ki, bazılan bir tavuğu (hedef olarak) dikmiş, ona atış yapıyorlardı. Bunun üzerine Enes: “Resulullah (s.a.s.) hayvanların bu şekilde tutularak öldürülmesini yasakladı” dedi.
(Müslim, Sayd ve Zebâih, 58)

Kim boş yere bir serçe öldürürse kıyamet günü o serçe,“Ey Rabbim falan kimse beni bir fayda (elde etmek) için değil de boş yere öldürdü” diyerek öldüreni Allah Teâlâ’ya şikâyet edecektir.
(Nesâî, Dahâyâ, 42)

Hz. Aişe’ye (r.a.) Harem’de bir kuş ya da bir ceylan hediye edildi.
O derhal onu serbest bıraktı.
(Beyhaki, Sünenü’l Kübrâ, V, 334)

Bir adam yolculuktayken susadı ve bulduğu bir kuyuya inip su içti. Çıktığında, dili dışarda, hızlı hızlı soluyan ve susuzluktan nemli toprağı yalayan bir köpek gördü. Adam: “Anlaşılan bu köpek de tıpkı benim gibi susuzluk çekmiş!” dedi ve hemen kuyuya inerek pabucu ile su çıkarıp köpeğe içirdi. Bunun üzerine Yüce Allah, onu bağışladı. Sahabiler: “Ey Allah’ın Resulü, hayvanlara yaptıklarımızdan dolayı bize sevap var mı? diye sorunca Resulullah (s.a.s.):
“Elbette her canlıya yaptığınız iyilikte size ecir vardır” buyurdu.
(Buhârî, Mezâlim, 23)

 

Yazan Editör - May 28 2019. Kategori Gündem, Kültür Sanat, Türk İslam. Bu yazıya yapılan yorumları takip edebilirsiniz RSS 2.0. Bu yazıya yorum yapabilir ve geri izlemede bulunabilirsiniz

Yorum yaz

Göndermeden önce alttaki eksik işlemi tamamlayınız. *

Ebed Bizimdir - Kuzey Kafkasya bölgesi ağırlıklı olarak, Türk-İslam coğrafyasından özel haberler, yorumlar ve makaleler.